10 Ekim, Ankara

Gökyüzünün korkusu düştü güvercinlerin kanatlarına,
yer yarıldı
yapraklar kana durdu
ve bir sonbahar daha son oldu aydınlık bakışlara.

Bir cumartesi Ankara’sında
öfkemiz,
hüznümüz,
umudumuz,
yeniden ve yeniden bir yer aradı yüreklerimizde.

Ey kanlı sonbahar
Ey kanlı Ekim
Ey kanlı Ankara,
bir kez daha sığdıramadık gülümseyişlerimizi sana,
umutlarımızı da.

Yer gök sarsıldı
yüreklerin gözyaşları bulut oldu
kan olup yağdı soluduğumuz hain bir Ankara sabahına.

Sevdanın sözleri kaldı avuçlarımızda,
sıkıyorum sözcükleri kazıyorum avuçlarıma
eksik bırakılmış tüm cümleleri tamamlamak istercesine
saklıyorum, kokluyorum, saklıyorum,
dehşet yapışıyor perdelerime
kan damlıyor avuçlarıma
birbirine karışıyor sözcüklerimle
sözcüklerimi korumaya çalışıyorum kan olup gitmesinler diye
yıldızlara uğurladığım tüm yoldaşlarımın yüreklerini alıyorum avuçlarıma

harmanlıyorum,
sevgileriyle özlemlerini,
aşklarıyla umutlarını,
yarım kalmış ve bir yanı eksik cümleleriyle, dokunmaları yasaklanmış geleceklerini

harmanlıyorum içime bir ağırlık düşüyor, taşınacak gibi değil
yine de ayırıyorum içinden öfkemi, nefrete dönüşmeden

sizlerin ve bizlerin kardeşçesine duruşumuzu sağlayan sevgimizi
ayırıyorum, kirlenmesine izin vermeden
uğurlamadan önce eksik bıraktıklarımızın üzerinden geçiyorum birer birer

yüzüme birer çizgi ekliyorum herbiriniz için
siz oluyorum bundan böyle
barışı bir çığlığa dönüştürürken
yankılanıyorsunuz ve tüm sonbahar yapraklarına veriyorsunuz son soluğunuzu
cesaretim oluyorsunuz
yeni bir yüreğe dönüştürüyorsunuz,
avucumdaki sözcükleri yerleştirerek başlıyorum yaşama yeniden durmaya.

K.Murat Çevik
12 Ekim 2015


Comments are closed.