Güneşini Yitiren Ülke, 3

Güneşi zorla sıvarlarken
doğuyu çığlıklara boğarak
bir zamana sunuldum,

gün ışımaya hazırlanırken
gün perdesiz ve penceresiz bir bakıştan süzülürken
tüm dakikaları aşk olan
tüm saniyeleri sevda olan
bir dost dokunuşlu
zaman göstergesi olarak
ayrıldım güneşten

toprak kokusunun yolunu izledim,
kah yağmurlara tutundum,
kah bulutlara gizlendim,
büyük kopuş sürüyordu
toprağa aşk kokusunu eklediğimde
bilincimle buluştum,

ardımdaki çığlıktan koptu binlerce ışık damlası
süzülmeye başladık umut umut,
yürekli bir bahar ayıydı,
süzülmeye devam ettik
ay kenara çekildi,

geceyi ve gündüzü ayırmayı öğrendim,
yolumuz yaklaşıyordu
çığlıkları duyamayacak kadar uzaklaşmıştım,

insan sesleri, kuş sesleri, yaprak sesleri, su sesleri
bir bir doldurdular hücrelerimi,
bir yüzüm oldu dokusu sevgi olan
ve dünyaya tam bir damla olarak dokunacaktım ki,
ayaklarım oldu, bedenim de

yanlış bir buluta gizlendiğimi düşünerek
yanlış bir yağmur damlasına tutunduğumu düşünerek
sıvanmamış cesur bir güneşi bulma kavgasıyla tanıştım,

körpe sevecen ve cesurdum,
aşk dolu öfkesiz ve kıpırdayandım
tek tek sorgulandığında tüm bu duygularım,
GÜNEŞİNİ YİTİREN BİR ÜLKEDE,
utancı tanıdım
ve çığlık zamanına kanat çırpan bir göçer kuş oldum..

K.Murat ÇEVİK
3.5 1997, İzmir


Comments are closed.