Umuda saklandık
Umuda saklandık
sabahlara konuk olup
gecenin soluğunu rüzgara çevirdik,
umuda sakladık
en içten bakışlarımızı
özgürlüğe türkü oldu akşamlarımız,
ey yorgun gözyaşı
bedenime ağır gelmişsin yıllar boyu
ey acılarımın taşıyıcısı vefalı yüreğim
nerede durmalı ve nereye yürümeliydik ışığı bulmak adına
hangi zamanın yoksulu olduk
hangi zaman var etti gülümseyişlerimizi
hangi zaman çaldı geleceğimizi
kimindi suç,
belki günler, utanca yenik olmayıp
karşımıza dikilmeliydi
belki zalimin zulmüne yenik yıllarda bir değil bin inat biriktirmeliydik
acıyı bal eylemesek de, avuçlarımızın içine hapsedebilseydik
yine de saklı kalan sevdalar bize kucak açmaz mıydı?
ey yorgun yıllarım
içinde ben olan azınlıktaki yıllarım,
ey acısı eksilmemiş umutlarla beslenen yorgun yıllarım
elveda
el veda
66 yıla dönüp bakıyorum
öfkelerimi dizginlemekle
sevgilerimi yeşertmekle
dostluk biriktirmekle geçmiş
zaman yoksulu bir ömür
canımı acıtan karanlık değil
buna razı bir insanlık
ben ki kavgalarımı adamışım o uzak mutluluğa
ben ki haksızlık karşısında bir ömürlük kavga olmuşum
yitik yıllarım karşımda
ve ellerim en yorgun yaş dönümünde
yeni bir sabaha bıraktım sessiz çığlıklarımı, yorgunum.
K.Murat Çevik
12 ağustos 2024, Bodrum